Arazi Koşularım (My Trail Runs)
Blogumda koşu tecrübelerimi bulacaksınız.
Monday, April 10, 2023
Sunday, March 26, 2023
St. Paul Ultra Trail
04. Şubat. 2023
St. Paul Ultra Trail, hem senenin ilk yarışı hem de bu sene ilk kez düzenlenen bir arazi yarışı. Yarıştan 2 gün sonra ülkemizde yaşadığımız deprem felaketinden dolayı yarış raporunu ancak hazırlayabildim. Umarim ülkemiz yaralarını sarar, depremde ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara Allah'tan şifa dilerim. Yarış, Antalya Manavgat ilçesi Köprülü Kanyon'da başlıyor aynı yerde bitiyor. Yarışta 3 kategori bulunmakta, 53 km, 24 km ve 16 km'dir. Ben 53 km kategorisine katıldım. Yarış daha önce Manavgat Ultra'ı düzenleyen Etem Şeker tarafından düzenlenmektedir. Yarış Manavgat Köprülü Kanyon Perge Doğa Evlerinde başlıyor ve aynı yerde bitmektedir.
Antalya'ya başka bir işim olduğu için perşembe gününden geldim. Yarışa, Aydos 537 grubundan arkadaşım Nurkan Kurt ile katılacaktım. Yarışın başladığı köprülü kanyona ne yazık ki servis veya toplu ulaşım olmadığı için, ya araç kiralamak, ya da bir arkadaşınızın arabasıyla gitmek zorundasınız. Umarım gelecek sene bu sorunu çözerler. Bu yüzden yarışta bir göce önce Nurkan'ın evinde kaldım ve sabah 0500 gibi kahvaltı edip yola çıktık. Yarıştan 1 saat önce vardık ve yarış kitlerimizi aldık, hazırlıklarımızı hızlaca bitirip start alanındaki yerimiz aldık. Yarış saat 08.00'de başladı.
Wednesday, September 7, 2022
UTMB_CCC (Caurmayeur_Champex Lac_Chamonix)
100 km - 6100 mt.
Fransa 26-27 Ağustos 2022
En başta söylemek istiyorum; UTMB serisinin ikinci önemli yarışı olan CCC yarışı benim için -uzun zamandır hazırlandığım- bu senenin önemli bir hedef yarışı idi, başarı ile tamamladım, mutluyum. Yarışmanın yapıldığı Fransa'nın Chamonix kasabasına üçüncü gelişim. İlk defa 2017'de (119 K TDS) katılmış, ne yazık ki, mide problemlerim yüzünden bitirememiştim. İkinci kez 2018 yılında gelmiş, bu sefer CCC yarışına katılmış ve 25 sa 44 dk da bitirmiştim.Bu yıl CCC parkurunda ikinci kez yarışmak için Chamonix'deyim. Yarışmaya katılmak için yapılan çekilişe son gün katılmıştım, tekrar katılım hakkı çıkmıştı. Yarışın mesafesi 100 km, toplam yükseklik kazanımı 6100 metredir. Parkur boyunca birbirinden zorlu beş tırmanış gerçekleştiriyorsunuz.
Chamonix'e 24
Ağustos çarşamba günü, yani yarıştan 2 gün önce geldim ve hemen otelimdeki
küçük odama yerleştim. Kalacağım yeri, daha
önceki deneyimlerimden, günler öncesinden
ayarlamıştım. Yarışmanın olduğu hafta kalacak yer bulmak çok zor ve bulunan yerler de çok pahalı. Bu sene
konaklama planlamalarıma çadır seçeneğini de
aldım ama (açıkça söylersem) böyle bir yarış için riske girmekten korktum ve vazgeçtim. Aynı gün içerisinde yarış kitimi ve bib numaramı aldım, kısa bir koşu yaptıktan sonra
dinlenmeye çekildim. Ertesi sabah, batonlarımı da
kontrol etmek üzere, kısa bir trekking antremanı yaptım, kalan günü de
hazırlıklarla ve dinlenerek geçirdim. Gece, son hazırlıkları ve kontrolleri tamamladım, öyle yattım.
Yarış Sabahı
26 Ağustos cuma sabahı 05.00’ te kalktım. Yarışın
başlayacağı şehir olan Caurmayeur’a (İtalya) servis 06.15 te idi. Güzel bir
kahvaltı ve son hazırlıklarımı yaptıktan sonra servise binerek Caurmayeur'e
vardım. 09.30'da başlayacak olan yarış 3 gruba ayrılmıştı, ben 3. grupta yer
alıyordum.. Gruplar ITRA puanlarına göre belirlenmektedir. Bu yarışta ‘’drop
bag’’ noktası yok, yalnızca bitirdiğinizde alabileceğiniz ‘’finisher bag
‘’verilmektedir. Start noktasına geçerek beklemeye başladım. Saat 09.30'da
start verildi ve kalabalık grupla şehrin içinde koşmaya başladık. Yarış sonuna
kadar da hiç yalnız koşmadım, parkurun her kısmında, yanımda mutlaka, birçok
yarışan vardı. CCC parkuru aşağıdaki gibidir:
Yarışın
başlamasıyla birlikte, beş zirvenin ilki olan Tete de la Tronche'ye tırmanış
başlıyor, 2600 m'ye kadar tırmanış devam ediyor. Parkur kalabalık olduğu için
ilk tırmanış ancak kalabalık sırayla olabildi. Önünüzdeki yarışmacıyı geçmek
isteseniz bile geçemiyorsunuz. Zirvedeki kontrol noktasından sonra iniş
başladı, ilk cp istasyonumuz olan Refuge Bertone'a kadar yokuş aşağıya koşmaya
başladık. Sabahtan beri bulutlu olan
hava, sonunda yağmura dönünce hiç beklemeden yağmurluğumu giydim. İlk CP Refuse
Bertone ‘dan sonra, ara istasyon olan Arnouvaz'a kadar sadece bir kontrol
noktası var. Arnouvaz'dan sonra hemen ikinci zirve olan Grand Col Ferret'e
çıkış başlıyor. Yağmurun dinmesi ve havanın tekrar ısınması ile yağmurluğumu
çıkardım. Yarış boyunca yokuş aşağıya koşarken bile batonlarımı katlamadım,
devamlı elimde taşıdım. Baton, bence, bu yarışta ‘’olmazsa olmaz’’lardan. Bu
ilk istasyonlarda sıkı beslendim, istasyon aralarında ise gel, hurma-fındık
toplarından yedim. Fakat, ne yazık ki, biraz fazla beslenmişim, bu kadar çok
beslenmek;,üçüncü istasyon olan La Fouly'den sonra midemde bozulma kusma ve hiç bir gıdayı kabul etmeme olarak
ortaya çıktı.
Col Ferret
zirve, aynı zamanda İtalya-İsviçre sınırı. İtalya'da başladığımız yarışa artık
İsviçre'de devam edeceğiz. Zirveden sonra La Fouly'e kadar inişle devam ettik.
Mont Blanc zirvesinde, bu sene, daha fazla erimiş buzulların görüntüleri
hakimdi, buzullardan akan suların yankıları bu iniş dahil yarış boyunca bizi
yalnız bırakmadı. La Fouly'den önce başlayan mide problemim, burada biraz fazla
beslenince, kısa bir süre sonra daha da arttı. Kustum, biraz rahatladım ama
kusma ne yazık ki sadece 10 dk kadar rahatlatıyor, sonra yine midem
sancılanmaya başlıyordu. Aslında kustuğum için midemin boşalmakta olduğunun,
dolayısıyla enerjimin düştüğünün farkındaydım ama midem, ne yazık ki, bir şey
almıyordu. Ana istasyona (Champex-Lac) kadar olan 14 km lik etap benim için çok
zorlu geçti,hızım da hayli düştü, La Foluy'den Champex-Lac ' a yaklaşık 500 m
bir çıkış vardı, ciddi zorlandım. Hatta Champex'te yarışı bırakmayı bile aklıma
getirmeye başlamış, içimden,’’ bu mide ile yarışa devam edemem’’ diyordum.
Neyse ki Aydos 537 grubumuzdaki arkadaşlar destek verdiler, hatta Champex'e
varmak üzere iken Mehmet Ali Ok telefonla arayarak destek verdi, istasyondan
önce dinlenmemi, sonrasında bırakıp bırakmama kararımı vermemi söyledi.
İstasyona
vardım, hemen üstümü degiştirdim. Yarışta drop bag olmadığı için bütün
malzemelerimi yanımda taşıyorum. Burada yarım saatten fazla dinlendim, hatta 15
dk kadar da uyumuşum. Birsey yemeyi denedim fakat sadece karpuz ve biraz
çorbayla beslenebildim. İstasyondan, neredeyse, 1 saat sonra çıktığımda hava
çoktan kararmıştı. Kafa fenerimi kullanarak gölün kenarından 3. tırmanışa doğru
yola çıktım. Ana kontrol istasyonu olan Plan de A’lu’dan sonra 3. Zirve
tırmanışına geçtik. Ne yazık ki midem düzelmemişti,hala gaz sancıları
çekiyordum. Mide ilacı almayı denedim ama akabinde tekrar kustum. Zirveye kadar
2-3 kez daha kustum. Midem boşaldığı için artık mide aside çıkarmaya
başlamıştım. Zirveden sonraki ufak istasyon olan La Giete’de ‘’İstasyon Tıbbi Birimi’’nden
–nihayet- midem için ilaç aldım.İlacı, az çorba ile içtim. Çok şükür ki bu ilaç
yarışın bu kısmından itibaren midemi düzeltti.
Trient ara istasyonuna vardım ve artık rutinim olmuş olan karpuz yeyip ve çorba içtim. İstasyondan çıkmadan önce tıbbi birimde inişlerde biraz ağrı yapan sol dizime tıbbi band yapıştırdım. Midem tam olmasa da büyük oranda rahatlamıştı. Trient sonrası yarışda ki en dik tırmanışa başladık. Toplamda 860 metre tırmanış bizi beklemekteydi. Midem nispeten düzeldiği için bu tırmanış, bir önceki tırmanışa göre daha rahat geçti. Zirvedeki Catogne ara kontrol istasyonundan sonra Vallorcine istasyonuna kadar inişe geçtik. Artık İsviçre'den ayrılıp Fransa'ya geçmiştik. İniş güzergahı hem taşlık hemde önceki koşuculardan dolayı iyice kaygan hale gelmişti. Ayakkabı seçimimi Nike Terra Kiger olarak yapmıştım. Ama yanlış yaptığımı bol bol kayarak ve düşme tehlikeleri geçirerek öğrendim. Ayrıca sol ayak baş parmağım aldığı darbelerden yarış sonraso morardı. Vallorcine istasyonuna saat 05.00 da vardım, ayak parmağımı tıbbi birimde bakımını yaptıtdım. Sularımı doldurdum ve yine rutin haline getirdiğim karpuz ve az çorba sonrası istasyondan çıkış yaptım.
Vallorcine
Īstasyon’dan 4K sonra Col des Montets kontrol noktasını geçtim
ve yarışın son çıkışı olan Tete aux Vents'e tırmanmaya başladık. Doğal
koruma olan Aux Vents gerçekten çok güzel bir yerdi, bu bölümde keyifli
dakikalar geçirdim. 2018 deki yarışta, hava şartlarından dolayı, bu tırmanışı
pas geçmiştik. Gün doğumu ile birlikte, benim için, yarışın en iyi tırmanışını
gerçekleştirdim. Zirvedeki kontrol istasyonundan sonra, son ara istasyon
olan La Flegere'ye inişe geçtik. Son istasyon olan La Fregere'ye büyük bir
mutlulukla girdim ve kısa bir beslenme sonrası vakit geçirmeden istasyondan
çıktım. Artık Chamonix'e 6,9 Km iniş vardı. Amacım, bu son inişte devamlı
koşmaktı ama bu son parkurun ilk yarısı taşlık ve topraktı, çıkan dallardan
dolayı bunu gerçekleştiremedim. 3-4 km sonra arazi biraz daha koşulabilir hale
geldiği için artık finişe kadar koşmaya başladım. Sonunda Chamonix şehir
merkezine vardım, saat 10’u geçtiği için şehir merkezinde insan sayısı artığı
için, destekleyen sayısı da artıyordu ve yarışın belki de yarışın en zevkli
kısmı burası oluyordu haliyle. Sonunda yarışı 24 sa 47 dk 26 sn de sağlıkla tamamladım.
İkinci kez katıldığım yarışı midem problemi yaşasam da 2018 yılında ki derecemden (25 sa 44 dk 11 sn), 1 saat iyileştirerek
daha iyi bir sonuçla bitirmiş oldum. Midem problemlerim olmasa çok rahat 24
saat altına inebilirdim. Midem problemlerimin sebebini kesin olarak
tahmin edemesem de büyük bir ihtimalle yarışın ilk yarısında kendimi çok
beslemem ve midemi yormam olmuş olabilir. Onun dışında bu yarışa 2018 yılına göre
daha sıkı hazırlandım. Haftada en az iki gün Aydos Ormanında arazi antrenmanına
gittim ve haftada toplam 70 km mesafeyi tamamlaya çalıştım. Güzel tecrübeler elde
edeceğiniz bu yarışı arazi yarışı meraklılarına şiddetle tavsiye ederim. Yeni
yarışlarda görüşmek üzere….
Saturday, March 26, 2022
Bu sene 5. kez düzenlenen olan Selçuk Efes Ultra Maratonu'na ikinci kez katıldım, daha önce 2019 yılında en uzun parkur olan 51 km parkuruna katılmıştım. Bu yarış benim için 2022 sezonunun ilk yarışıdır ve aynı zaman da Ağustos sonunda katılacağım UTMB_CCC (101km) yarışı için ilk hazırlık yarışı olacaktı. 18 Mart Cuma günü İstanbul'da kar yağışının başlamasından dolayı gecikmeli olarak uçakla İzmir'e gittim, yaklaşık 1 saatlik karayolu ile yarışın düzenleneceği Selçuk ilçesine vardım. Hemen otelime yerleştikten sonra kiti aldım, ve hazırlıkları yapmak için otelime geçtim.
Yarış sabahı olan 19 Mart saat 05.00'da kalktım, kahvaltımı yaptıktan sonra 06.00'da otelden çıktım, servisle yarışın başlayacağı Efes Antik Kenti alt kapısına gidecektim. Servislerin kalktığı yere daha varmadan yoldan yarış başlangıcına giden bir araba beni de aldı ve erkenden yarış başlangıç noktasına ulaştım. Saat 0700'da 120, 61 ve 43 km parkurlarına katılacak bütün yarışmacılar start aldılar. 43 km parkuru yarışmacıları bizimle 25.km'ye kadar koşup, 25.km'de bizden ayrıldılar, bizde 55.km'de 120 parkuru koşucularından ayrıldık. Benim katıldığım 61 km parkuru CP noktaları şöyleydi:
Saturday, July 10, 2021
ULUDAĞ PREMIUM ULTRA SKY TRAIL
66 KM
Bir önceki Dağyenice yarışından da hatırlayacağınız gibi hem arazi yarışı sezonumu açmış hemde Uludağ Ultra Trail için iyi hazırlık antremanı olacağını yazmıştım. Ve nihayet iki senedir beklediğimiz Uludağ Ultra Trail yarışının günü geldi. 2 Temmuz cuma sabahı Pendik deniz otobüsü ile yola çıktık. Aydos 537 takımımızdan Alp Aslan ile buluştum, kendisi 30 km parkurunda yarışacak, Ayrıca takımımızdan Gülnur Başer'de 30 k parkurundayarışacaktı. Gidiş yolcuğu sık vasıta değiştirdiğimiz için biraz uzun sürdü, Önce deniz otobüsü ile Yalova, sonra oradan Bursa' ya otobüs ile yolculuk, Bursa otogardan teleferiğe bineceğimiz Teleferik semti için şehir içi otobüsü (94 nolu) ve en son da Telefrik ile nihayet yarışın başlayacğı Uludağ 2. Oteller bölgesine vardık. Bu seyahatler içinde en zevklisi teleferik oldu, bu arada teleferik biz yarışçılar için ücretsizdi.
ANCED
Saturday, June 26, 2021
Bursa Dağyenice Ultra 59 Km
En son, "2019 Kapadokya 63 K" koştuğumdan beri - pandemi nedeni ile ertelemelerden dolayı - kayıtlı olduğum bir çok arazi yarışına katılamadım. Bu süre zarfında düzenli antrenmanlarımı sürdürdüm, maraton ve yarı maraton koştum. 22 Mayısta koşulması planlanan Dağyenice yarışı da bu kısıtlamalardan payını aldı ve 19 Hazirana ertelendi. Takımım Aydos537'den kayıtlı olup, bu plan değişikliğine ayak uyduramayan arkadaşlarım yarışa katılamadılar, bense 2020 sonunda kayıt olduğum bu yarışa yeni tarihte olarak katılma kararı verdim. Sokağa çıkma yasaklarından dolayı Aydos'ta yeteri kadar arazi çalışması yapamadım, daha çok sahilde antrenman yapma fırsatım oldu. Yasaklar kalktıktan sonra mümkün olduğunca Aydos'a gitmeye çalıştım.
18 haziran cuma günü ailecek Bursa'ya vardık. Yarış dışındaki zamanlarda Bursa şehir merkezini, tarihi turistik mekanlarıda gezme fırsatımız oldu. Aynı gün yarış kitlerini alıp, son hazırlıklarımı tamamladım. Cumartesi sabahı erken kalkıp iyi bir kahvaltı yaptım. Bu arada belirtmek isterim ki yemek konusunda iki büyük hata yaptım. Birinci hatam, yarış öncesi gün Bursa'nın meşhur bol yağlı iskenderini yemek, ikincisi, yarış sabahı kahvaltıda tereyağlı kruvasan yemekti. ilki gece midemi rahatsız ederken, ikincisi de yarışın ilk km' lerinde rahatsızlık verdi. Yarış cumartesi sabahı Dağyenice Göleti kenarından başladı. Dropbag çantamı bıraktıktan sonra yarış tam saatinde başladı. Benim katıldığım 59 Km yarışı saat 0630 da başladı, ardından diğer yarışlarda yani 32k, 16k ve 6k sırayla başlangıç yaptılar. Yarış alanına konakladığım otelden taksi ile geldim. Umarım gelecek sene yarış organizasyonu, ücretli de olsa yarışçılar için gölete otobüs servisi organize ederler, özellikle dönüş için şehirden uzak bu alanda taksi bulmak hayli zor, bende dönüşü yarışı bitirmiş bir koşucu arkadaşın arabası ile döndüm.
Bizim parkurda toplam 4 adet ara istasyonu vardı, ilk istasyon olan Çamlık 13.km' deydi. Parkur, bol inişli çıkışlı ama yeşillik açısından çok zengindi. İlk istasyon ile ikinci istasyon olan Misi köyü arasında ayrıca su istasyonu bulunmakta idi. Misi köyü , özellikle belirteyim, tarihi evleri ile geçmişi yansıtan özel köylerden biriydi. Misi köyü öncesi bir ara susuz kaldım ama neyse ki parkurda bolca çeşme vardı, bir tanesinde sularımı doldurdum, bu parkur çeşmesi açısından en bol yarışlardan biri bence. Koşu boyunca dikkatli beslenerek enerjimi korumayı sağladım, istasyonlardan muz ve tahin pekmez tüpü aldım, ayrıca her istasyonda karışık maden suyu içtim. İstasyonlar arasında ise ara ara tahin pekmez yedim. Yanıma aldığım tek GU jelini 2. istasyon öncesi tükettim. Yanıma aldığım barlardan yalnızca bir tanesini yiyebildim. İstasyonlardaki gıda ve su servisi gayet başarılı idi.
Mümkün olduğunca düzlük ve inişlerde koşu, çıkışlarda hızlı yürüyüş yöntemini kullandım. Baton gerekmeyen bu yarış için seçtiğim Salomon Speedcross 5 koşu ayakkabıları iyi bir tercihti. Hava, son 8 km'ye kadar kapalı idi. Yağmur beklentisi vardı ama yağmur yağmadı. Bu açıdan hava şartları idealdi yalnızca öğlene doğru nem artmaya başladı. Son km'lerde güneş biraz rahatsız etti ama sona yaklaştığımız için sorun teşkil etmedi. Bu arada, 3. istasyon olan Kadriye öncesi, sakatlığı dolayısı ile yarışa katılamayan koşucu bir arkadaş karpuzdan oluşan bir nevi ara istasyon hazırlamıştı. Bu sürpriz bana çok iyi geldi. Kadriye istasyonu sonrası yine bol iniş çıkışlı güzergahta koşmaya devam ettik. Son istasyon olan Atlas istasyonuna geldiğimizde artık sadece 5 km kalmıştı. Atlas köyünde kurulmuş olan istasyonda sadece su ve maden suyu içtim ve vakit kaybetmeden devam ettim. Güneşin çıkması ve yine iniş çıkışlar yüzünden son 5 km bitmek bilmedi. Son km'ye girdiğimde karşımda Dağyenice Göleti gözükmeye başladı. Göletin hemen kıyısına konulmuş olan yarış tagından geçerek yarısı 8 saat 32 dakikada tamamladım.
2019 Ekim'den beri ara verdiğimiz arazi yarışı sezonu bu yarış ile açmış olduk. Benim açıdan yıpranmadan, kontrollü bir yarış oldu. Ayrıca bu yaz katılacağım arazi yarışları için esaslı bir antremandı. Bu seride sıradaki ilk yarışım 3 Temmuz' da Uludağ Ultra' da 66 km parkuru olacak. Bir sonraki yarış raporunda görüşmek üzere, sporla kalın.