Monday, April 10, 2023

 



İzmir Selçuk Climbolic Efes Ultra 61 km 

18 Mart 2023 
Climbolic Efes Ultra yarışı bu sene 6. kez koşuldu. Bende üçüncü kez bu yarışa katılma fırsatı elde ettim. Yarıştan iki gün önce  Kuşadası vardım, bir gün kalıp 17 Mart cuma günü Selçuk'a geçtim. Otele yerleştikten sonra yarış kitlerini aldım. Yarış fuarı geçen sene olduğu gibi yine İstasyon Meydanında kurulmuştu. Bu sene geçen seneden farklı olarak yarış sabah saat 0700'da aynı yerden başlayacak. Yarış yine aynı yerde bitecek. Akşam hafif yemek yemek ile geçiştirdim, midemi yarıştan bir gün öncesinden bozmak istemediğimden  otele dönerek istirahate çekildim.



Sabah 0530'da kalktım, kahvaltımı yaptıktan sonra son hazırlıklarımı yaptıktan sonra start alanına doğru otelden yola çıktım. Sabah saat 07.00'de 3 parkur birden başladı, bunlar 120, 61 ve 42 km parkurları. Yarış Selçuk içinden geçerek Pamucak sahile doğru koşmaya başladık. Selçuk antik kentinin çok yakınından geçtik, geçen sene olduğu gibi. Yarışın 10.km'sinde sahile ulaştık. Yaklaşık 1 km sahilde koştuktan sonra ilk istasyon olan Richmond' a vardık. Sularımı tamamladım ve hemen devam ettim. Bu istasyondan sonra deniz kıyısından ayrılarak çıkışa başladık. Ara istasyon olan Arvalya'dan sonra hedefimiz 3. istasyon olan Meryem Ana ve yaklaşık 700 metre tırmanış  kazanmış olacağız.


Meryem Ana evine kadar genelde toprak stabil yollardan çıkış yaptık, istasyon Meryem Ana evinin hemen yanında kurulmuştu. Hem sularımı doldurdum hem de karnımı doyurdum. İstasyon 24.km'de bulunmaktaydı. Sonrası istasyona olan mesafe 12,5 km'dir. Meryem Ana evinden itibaren 4.istasyon olan Çamlık'a kadar genellikle iniş parkur şeklindedir. 30.km'ye doğru 27 km parkuru yarışmacıları ile birleştik ama 2-3 km sonra  27 ve 42 km parkurunun yarışmacıları bizden ayrıldılar, Şelçuk merkeze doğru inmeye başladılar. Parkurda 61 ve 120 km yarışmacıları kaldı. 36.5 km'de Çamlık istasyonuna ulaştık, istasyon Aydın iline bağlı Çamlık köyünün hemen yanında yol kenarında kurulmuştu. Sularımı doldurdum ama açıkçası istasyon yiyecek ve donanım açısından zayıftı.



Bu arada yarışın 20. kilometresinden Çamlık istasyonuna kadar midem biraz sıkıntılıydı, midemde oluşan geçmek bilmeyen gaz rahatsız etti açıkçası ama Çamlık istasyonuna doğru midem düzeldi, rahatladım. Bu yarışta ayrıca Wup 'un tuz hapından 2 adet aldım. Suluklarımdan birine de elektrolit tabletlerinden bir tane attım. Çamlık istasyonundan sonra tekrar çıkışa geçtik. 600 metre çıktıktan sonra bizim parkurun son istasyonu olan Şirince'ye vardık. Şirince'ye kadar olan mesafe 16 km ile yarışın istasyonlar arasındaki en uzun mesafesi idi. Çamlık ile Şirince arasındaki parkur genellikle toprak stabilize yol formatındaydı,  Şirince şarap mahzenleri ile ünlü eski bir Rum köyüydü, her zaman olduğu gibi yerli turist vardı. 
Çamlık istasyonu ile Şirince arasında, St Pauli yarışında beraber bitirdiğimiz Serhat Kırali ile koştuk. Şirince istasyonu, kasabanın merkezinde yol kenarında bir kahvenin yanında kurulmuştu. İstasyon önceki istasyonlara nispeten daha zengin idi. Bu istasyon 61 km parkurunun son istasyonu iken 120 km parkurunun 5. istasyonu ve daha önlerinde 67,5 km mesafe bulunmaktaydı. Şirince'nin hemen çıkışında 120 km parkuru bizden ayrılmaktadır, Serhat ile ayrıldık. Buradan itibaren önümde 9,3 km mesafe kalmıştı. Bundan sonrası benim için en zevkli kısımlarından biri idi, papatyalar arasında koşmaya devam ettim. 

Bitime son 2 km kala Şelçuk'a giriş yaptım. Yaklaşık 2 km şehrin içinde koştum, Tarihi Selçuk  kalesinin etrafında dolanarak ve yine İsa Bey camii önünden finish takına inişe geçerek bitirdim. Yarış sürem 8 saat 47 dakika 42 saniye oldu. Geçen seneki sürem 8 saat 23 dakikaydı, bu sene 24 dakika gecikme ile vardım. İkince kez katıldığım 61 km parkuru zor olmayan zevkli bir parkur, bu sene geçen seneki gibi hava çok güzeldi, bizden yanaydı, güneşli, hafif soğuk tam koşmalıktı. Yarışı zevk alarak koştum, bir daha gelirsem hedef 120 km parkuru olacak.


Kullandığım malzemeler:

Ayakkabı: Hoka One One Challenger ATR 6
Çanta: Ultimate Direction Signature Series
Baton: Black Diamond











Sunday, March 26, 2023

 



St. Paul Ultra Trail 

04. Şubat. 2023


St. Paul Ultra Trail, hem senenin ilk yarışı hem de bu sene ilk kez düzenlenen bir arazi yarışı. Yarıştan 2 gün sonra ülkemizde yaşadığımız deprem felaketinden dolayı yarış raporunu ancak hazırlayabildim. Umarim ülkemiz yaralarını sarar, depremde ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara Allah'tan şifa dilerim. Yarış, Antalya Manavgat ilçesi Köprülü Kanyon'da başlıyor aynı yerde bitiyor. Yarışta 3 kategori bulunmakta, 53 km, 24 km ve 16 km'dir. Ben 53 km kategorisine katıldım. Yarış daha önce Manavgat Ultra'ı düzenleyen Etem Şeker tarafından düzenlenmektedir. Yarış Manavgat Köprülü Kanyon Perge Doğa Evlerinde başlıyor ve aynı yerde bitmektedir. 

Antalya'ya başka bir işim olduğu için perşembe gününden geldim. Yarışa, Aydos 537 grubundan arkadaşım Nurkan Kurt ile katılacaktım. Yarışın başladığı köprülü kanyona ne yazık ki servis veya toplu ulaşım olmadığı için, ya araç kiralamak, ya da bir arkadaşınızın arabasıyla gitmek zorundasınız. Umarım gelecek sene bu sorunu çözerler. Bu yüzden yarışta bir göce önce Nurkan'ın evinde kaldım ve sabah 0500 gibi kahvaltı edip yola çıktık. Yarıştan 1 saat önce vardık ve yarış kitlerimizi aldık, hazırlıklarımızı hızlaca bitirip start alanındaki yerimiz aldık. Yarış saat 08.00'de başladı. 





Kısa bir asfalt yolun ardından hemen ormanlık alana girdik. Oluk Köprü ve Taş köprüleri geçerek 1. İstasyon olan Yer Köprü'ye vardık. Hava açık ve güneşliydi, yarış sonuna kadar hava genelde böyle devam etti. Bu istasyondan sonra diğer etapların rotasından ayrıldık etabın en dik ve teknik çıkışına sahip olan kanyona çıkmaya başladık. Bu çıkış dik ve teknik olduğu için yavaş yavaş çıkmaya başladık.



Tırmanışı tamamladığımızda aynı zamanda 2. istasyon olan Selge Antik Kentine ulaştık, antik tiyatronın içinden geçerek koşumuza devam ettik. Kısa bir süre içerisinden yine doğa harikası olan Adam Kayalara ulaştık. Yürü Koş taktiği uyguluyorduk, bazı geçişlerde zemin çok kayalık olduğundan koşmak olanıksızdı. Adam kayalardan sonra inişe geçtik ve 3. İstasyon olan Deli Sarniç'a vardık. İstasyonda çorba içtim ve sularımı tamamladıktan sonra Nurkan ile beraber yola çıktık. Deli Sarnıç'tan 4. İstasyon Erdinç Parsiyon'a kadar iniş kayalık ve çok teknikti. Dikkatli ilerlemek zorunda kaldık.



Erdinç Parsiyon'da ikmallerimiz tamamlayarak tekrar çıkışa başladık ama bundan sonra çıkışımız öncekiler gibi sert değildi. Etabın en güzel manzalarından biri olan aynı zamanda beşinci istasyon Tazı Kanyonu'na vardık. Tazı konyonunun görüntüsü enfesti. Ama vaktimiz kalmamıştı, 53 km etabının cut off süresi 10 saat 30 dakika idi ve 1 saat den biraz fazla zamanıız kalmıştı. Nurkan istasyonda daha fazla kalmak istiyordu ben ondan müsade alarak hızlıca istasyondan ayrıldım. Koşmak zorundaydım. Etabın haritasına göre iniş ve kolay gözükmesine rağmen dikkatlı geçilmesi gereken teknik geçişler vardı. Yavaşlamakta zorunda kaldığım geçişler bulunmakta idi. 



Son istasyon olan Yer Köprü'yü hızlıca geçerek koşarak devam ettim. Sonlara doğru Serhat Kirali ile karşılaştım ve beraber koşmaya başladık. Bitirme çizgisini beraber geçtik. En azından 9 saat 30 dakika da bitirmeyi hedeflerken derecem 10 saat 14 dakika 41 saniye oldu. Yarış boyunca enfes doğa güzellikleri ile karşılaştık. Yarış aynı zamanda teknik geçişleri olan zor bir yarış.  Yarışa hazırlanmak için iyi hazırlık süreci geçirilmeli, baton ile yükseklik çalışması ihmal edilmemelidir. İstasyonlarda  yeterliydi. İşaretlemeler başarılıydı. Cut off uzatılmadı yarış tam zamanında bitirildi.


Kullandığım malzemeler:

Ayakkabı: Hoka One One Challenger ATR 6
Çanta: Ultimade Direction Signature Seires
Baton: Black Daimond














Wednesday, September 7, 2022

 



UTMB_CCC (Caurmayeur_Champex Lac_Chamonix)

100 km - 6100 mt.

Fransa 26-27 Ağustos 2022

 En başta söylemek istiyorum; UTMB serisinin ikinci önemli yarışı olan CCC yarışı benim için -uzun zamandır hazırlandığım- bu senenin önemli bir hedef yarışı idi, başarı ile tamamladım, mutluyum. Yarışmanın yapıldığı Fransa'nın Chamonix kasabasına üçüncü gelişim. İlk defa 2017'de (119 K TDS)  katılmış, ne yazık ki, mide problemlerim yüzünden bitirememiştim. İkinci kez 2018 yılında gelmiş, bu sefer  CCC yarışına katılmış ve 25 sa 44 dk da bitirmiştim.Bu yıl CCC parkurunda ikinci kez yarışmak için Chamonix'deyim. Yarışmaya katılmak için yapılan çekilişe son gün katılmıştım, tekrar katılım hakkı çıkmıştı. Yarışın mesafesi 100 km, toplam yükseklik kazanımı 6100 metredir. Parkur boyunca birbirinden zorlu beş tırmanış gerçekleştiriyorsunuz.

 Chamonix'e 24 Ağustos çarşamba günü, yani yarıştan 2 gün önce geldim ve hemen otelimdeki küçük odama yerleştim. Kalacağım yeri, daha önceki deneyimlerimden, günler öncesinden ayarlamıştım. Yarışmanın olduğu hafta kalacak yer bulmak çok zor ve bulunan yerler de çok pahalı. Bu sene konaklama  planlamalarıma çadır seçeneğini de aldım ama (açıkça söylersem) böyle bir yarış için riske girmekten korktum ve vazgeçtim. Aynı gün içerisinde yarış kitimi ve bib numaramı aldım, kısa bir koşu yaptıktan sonra dinlenmeye çekildim. Ertesi sabah, batonlarımı da kontrol etmek üzere, kısa bir trekking antremanı yaptım, kalan günü de hazırlıklarla ve dinlenerek geçirdim. Gece, son hazırlıkları ve kontrolleri tamamladım, öyle yattım.




Yarış Sabahı







26 Ağustos cuma sabahı 05.00’ te kalktım. Yarışın başlayacağı şehir olan Caurmayeur’a (İtalya) servis 06.15 te idi. Güzel bir kahvaltı ve son hazırlıklarımı yaptıktan sonra servise binerek Caurmayeur'e vardım. 09.30'da başlayacak olan yarış 3 gruba ayrılmıştı, ben 3. grupta yer alıyordum.. Gruplar ITRA puanlarına göre belirlenmektedir. Bu yarışta ‘’drop bag’’ noktası yok, yalnızca bitirdiğinizde alabileceğiniz ‘’finisher bag ‘’verilmektedir. Start noktasına geçerek beklemeye başladım. Saat 09.30'da start verildi ve kalabalık grupla şehrin içinde koşmaya başladık. Yarış sonuna kadar da hiç yalnız koşmadım, parkurun her kısmında, yanımda mutlaka, birçok yarışan vardı. CCC parkuru aşağıdaki gibidir:







Yarışın başlamasıyla birlikte, beş zirvenin ilki olan Tete de la Tronche'ye tırmanış başlıyor, 2600 m'ye kadar tırmanış devam ediyor. Parkur kalabalık olduğu için ilk tırmanış ancak kalabalık sırayla olabildi. Önünüzdeki yarışmacıyı geçmek isteseniz bile geçemiyorsunuz. Zirvedeki kontrol noktasından sonra iniş başladı, ilk cp istasyonumuz olan Refuge Bertone'a kadar yokuş aşağıya koşmaya başladık. Sabahtan beri  bulutlu olan hava, sonunda yağmura dönünce hiç beklemeden yağmurluğumu giydim. İlk CP Refuse Bertone ‘dan sonra, ara istasyon olan Arnouvaz'a kadar sadece bir kontrol noktası var. Arnouvaz'dan sonra hemen ikinci zirve olan Grand Col Ferret'e çıkış başlıyor. Yağmurun dinmesi ve havanın tekrar ısınması ile yağmurluğumu çıkardım. Yarış boyunca yokuş aşağıya koşarken bile batonlarımı katlamadım, devamlı elimde taşıdım. Baton, bence, bu yarışta ‘’olmazsa olmaz’’lardan. Bu ilk istasyonlarda sıkı beslendim, istasyon aralarında ise gel, hurma-fındık toplarından yedim. Fakat, ne yazık ki, biraz fazla beslenmişim, bu kadar çok beslenmek;,üçüncü istasyon olan La Fouly'den sonra midemde bozulma  kusma ve hiç bir gıdayı kabul etmeme olarak ortaya çıktı. 

 


Col Ferret zirve, aynı zamanda İtalya-İsviçre sınırı. İtalya'da başladığımız yarışa artık İsviçre'de devam edeceğiz. Zirveden sonra La Fouly'e kadar inişle devam ettik. Mont Blanc zirvesinde, bu sene, daha fazla erimiş buzulların görüntüleri hakimdi, buzullardan akan suların yankıları bu iniş dahil yarış boyunca bizi yalnız bırakmadı. La Fouly'den önce başlayan mide problemim, burada biraz fazla beslenince, kısa bir süre sonra daha da arttı. Kustum, biraz rahatladım ama kusma ne yazık ki sadece 10 dk kadar rahatlatıyor, sonra yine midem sancılanmaya başlıyordu. Aslında kustuğum için midemin boşalmakta olduğunun, dolayısıyla enerjimin düştüğünün farkındaydım ama midem, ne yazık ki, bir şey almıyordu. Ana istasyona (Champex-Lac) kadar olan 14 km lik etap benim için çok zorlu geçti,hızım da hayli düştü, La Foluy'den Champex-Lac ' a yaklaşık 500 m bir çıkış vardı, ciddi zorlandım. Hatta Champex'te yarışı bırakmayı bile aklıma getirmeye başlamış, içimden,’’ bu mide ile yarışa devam edemem’’ diyordum. Neyse ki Aydos 537 grubumuzdaki arkadaşlar destek verdiler, hatta Champex'e varmak üzere iken Mehmet Ali Ok telefonla arayarak destek verdi, istasyondan önce dinlenmemi, sonrasında bırakıp bırakmama kararımı vermemi söyledi.

İstasyona vardım, hemen üstümü degiştirdim. Yarışta drop bag olmadığı için bütün malzemelerimi yanımda taşıyorum. Burada yarım saatten fazla dinlendim, hatta 15 dk kadar da uyumuşum. Birsey yemeyi denedim fakat sadece karpuz ve biraz çorbayla beslenebildim. İstasyondan, neredeyse, 1 saat sonra çıktığımda hava çoktan kararmıştı. Kafa fenerimi kullanarak gölün kenarından 3. tırmanışa doğru yola çıktım. Ana kontrol istasyonu olan Plan de A’lu’dan sonra 3. Zirve tırmanışına geçtik. Ne yazık ki midem düzelmemişti,hala gaz sancıları çekiyordum. Mide ilacı almayı denedim ama akabinde tekrar kustum. Zirveye kadar 2-3 kez daha kustum. Midem boşaldığı için artık mide aside çıkarmaya başlamıştım. Zirveden sonraki ufak istasyon olan La Giete’de ‘’İstasyon Tıbbi Birimi’’nden –nihayet- midem için ilaç aldım.İlacı, az çorba ile içtim. Çok şükür ki bu ilaç yarışın bu kısmından itibaren midemi düzeltti.

Trient ara istasyonuna vardım ve artık rutinim olmuş olan karpuz yeyip ve çorba içtim. İstasyondan çıkmadan önce tıbbi birimde inişlerde biraz ağrı yapan sol dizime tıbbi band yapıştırdım. Midem tam olmasa da büyük oranda rahatlamıştı. Trient sonrası yarışda ki en dik tırmanışa başladık. Toplamda 860 metre tırmanış bizi beklemekteydi. Midem nispeten düzeldiği için bu tırmanış, bir önceki tırmanışa göre daha rahat geçti. Zirvedeki Catogne ara kontrol istasyonundan sonra Vallorcine istasyonuna kadar inişe geçtik. Artık İsviçre'den ayrılıp  Fransa'ya geçmiştik. İniş güzergahı hem taşlık hemde önceki koşuculardan dolayı iyice kaygan hale gelmişti. Ayakkabı seçimimi Nike Terra Kiger olarak yapmıştım. Ama yanlış yaptığımı bol bol kayarak ve düşme tehlikeleri geçirerek öğrendim. Ayrıca sol ayak baş parmağım aldığı darbelerden yarış sonraso morardı. Vallorcine istasyonuna saat 05.00 da vardım, ayak parmağımı tıbbi birimde bakımını yaptıtdım. Sularımı doldurdum ve yine rutin haline getirdiğim karpuz ve az çorba sonrası istasyondan çıkış yaptım.




Vallorcine Īstasyon’dan 4K sonra Col des Montets kontrol noktasını geçtim ve yarışın son çıkışı olan Tete aux Vents'e tırmanmaya başladık. Doğal koruma olan Aux Vents gerçekten çok güzel bir yerdi, bu bölümde keyifli dakikalar geçirdim. 2018 deki yarışta, hava şartlarından dolayı, bu tırmanışı pas geçmiştik. Gün doğumu ile birlikte, benim için, yarışın en iyi tırmanışını gerçekleştirdim. Zirvedeki kontrol istasyonundan sonra, son ara istasyon olan La Flegere'ye inişe geçtik. Son istasyon olan La Fregere'ye büyük bir mutlulukla girdim ve kısa bir beslenme sonrası vakit geçirmeden istasyondan çıktım. Artık Chamonix'e 6,9 Km iniş vardı. Amacım, bu son inişte devamlı koşmaktı ama bu son parkurun ilk yarısı taşlık ve topraktı, çıkan dallardan dolayı bunu gerçekleştiremedim. 3-4 km sonra arazi biraz daha koşulabilir hale geldiği için artık finişe kadar koşmaya başladım. Sonunda Chamonix şehir merkezine vardım, saat 10’u geçtiği için şehir merkezinde insan sayısı artığı için, destekleyen sayısı da artıyordu ve yarışın belki de yarışın en zevkli kısmı burası oluyordu haliyle. Sonunda yarışı 24 sa 47 dk 26 sn de sağlıkla tamamladım.

İkinci kez katıldığım yarışı midem problemi yaşasam da 2018 yılında ki derecemden (25 sa 44 dk 11 sn), 1 saat iyileştirerek daha iyi bir sonuçla bitirmiş oldum. Midem problemlerim olmasa çok rahat 24 saat altına inebilirdim. Midem problemlerimin sebebini kesin olarak tahmin edemesem de büyük bir ihtimalle yarışın ilk yarısında kendimi çok beslemem ve midemi yormam olmuş olabilir. Onun dışında bu yarışa 2018 yılına göre daha sıkı hazırlandım. Haftada en az iki gün Aydos Ormanında arazi antrenmanına gittim ve haftada toplam 70 km mesafeyi tamamlaya çalıştım. Güzel tecrübeler elde edeceğiniz bu yarışı arazi yarışı meraklılarına şiddetle tavsiye ederim. Yeni yarışlarda görüşmek üzere….









Kullandığım malzemeler:

Ayakkabı: Nike Terra Kiger
Çanta: Ultimade Direction Signature Seires
Baton: Black Daimond
Yağmurluk: Raidlight Ultralight Jacket


Saturday, March 26, 2022

 







İzmir Selçuk Efes Ultra 61 km 
19-20 Mart 2022

Bu sene 5. kez düzenlenen olan Selçuk Efes Ultra Maratonu'na ikinci kez katıldım, daha önce 2019 yılında en uzun parkur olan 51 km parkuruna katılmıştım. Bu yarış benim için 2022 sezonunun ilk yarışıdır ve aynı zaman da Ağustos sonunda katılacağım UTMB_CCC (101km) yarışı için ilk hazırlık yarışı olacaktı. 18 Mart Cuma günü İstanbul'da kar yağışının başlamasından dolayı gecikmeli olarak uçakla İzmir'e gittim, yaklaşık 1 saatlik karayolu ile  yarışın düzenleneceği Selçuk ilçesine vardım. Hemen otelime yerleştikten sonra kiti aldım, ve hazırlıkları yapmak için otelime geçtim. 



Yarış sabahı olan 19 Mart saat 05.00'da kalktım, kahvaltımı yaptıktan sonra  06.00'da otelden çıktım, servisle yarışın başlayacağı Efes Antik Kenti alt kapısına gidecektim. Servislerin kalktığı yere daha varmadan yoldan yarış başlangıcına giden bir araba beni de aldı ve erkenden yarış başlangıç noktasına ulaştım. Saat 0700'da 120, 61 ve 43 km parkurlarına katılacak bütün yarışmacılar start aldılar. 43 km parkuru yarışmacıları bizimle 25.km'ye kadar koşup, 25.km'de bizden ayrıldılar, bizde 55.km'de 120 parkuru koşucularından ayrıldık. Benim katıldığım 61 km parkuru CP noktaları şöyleydi:



Yarış başlangıcından itibaren Efes antik kentinin arkasından dolaşarak Pamucak sahiline indik, sahil boyunca yaklaşık 1 km koştuktan sonra ilk istasyon olan Richmond Otel'e vardık. Sabah başlangıçta  giymiş olduğum yağmurluğu çıkardım, hava soğuk olsa da bir daha giymedim onun yerine daha sonra ince rüzgarlığımı giydim. İlk CP'de su ikmal işlerini yaptıktan sonra araziye girdik ve üçüncü CP olan Meryem Ana'ya kadar tırmanışa geçtik. Tırmanış hafif ve sık tırmanışlar içeren yumuşak çıkışlar şeklindeydi. Koş-yürü ama çoğunlukla koşarak Meryem Ana'ya kadar çıktık. Hava tüm yarış boyunca güneşliydi ama soğuk ve arada sert rüzgar kendini hatırlatıyordu. 23.km'deki Meryem Ana CP'de sularımı yeniledim, tuzlu tatlı bir kaç bisküvit yedim ve yanıma muz alarak yola devam ettim. Meryem Ana istasyonu ile bir sonraki istasyon olan Çamlık arasında önce 23 km parkuru koşucuları ile birleştik, ama 2-3 km sonra 23 ve 42. km parkuru koşucuları bizden ayrılarak Selçuk' a istikametine döndüler, 61 ve 120 km parkuru koşucuları Şirince yönüne devam ettik. 4. CP olan Çamlık'a kadar genelde çok düz olarak koştuk. Çamlık istasyonunda sularımı yeniledim, ekmek kaşar yedim. Özellikle ekmek kaşar bir sonraki istasyona kadar midemi rahatlattı. Koşu boyunca mide sıkıntısı yaşamamak için kontrollü olarak aralıklı olarak yanıma aldığım barlardan beslendim. 2021 yılındaki Kapadokya yarışında olduğu gibi mide rahatsızlığı çekmedim. Özellikle 30.km'lerden sonra bazen yiyecek yutmak kolay olmasa da zorlayarak yuttum.

                                                                                                                                                              


Çamlık istasyonu ile bir sonraki istasyon ve aynı zamanda bizim parkurun son istasyonu olan Şirince arası parkur boyunca ikmal istasyonları arası en uzun (16 km) mesafeydi. Çamlık istasyonu çıkışından itibaren tırmanışa geçtik. Tırmanış devamlı ama sert olmayan çıkışlar içermekteydi. 23. ve 42 parkuru koşucuları daha önce bizden ayrıldığı için parkur tenhalaşmıştı. Şirince'ye inişe geçmeden önce tırmanışın sonlarında Selçuk ve Pamucak sahillerinin enfes manzarası görülmeye değerdi.
    
50.km'den itibaren Şirince'ye inişe geçtik. İkmal istasyonu turistik köyün merkezindeydi, su ikmalı akabinde içtiğim sıcak çorpa yarışın son kısmı için çok iyi geldi ve kalan son 9,5 km en azından rahat geçti. Şirince'de 5 dakika geçirdikten sonra hemen çıktım, Şirince çıkışında 120 km parkuru koşucuları bizden ayrıldılar. Şirince çıkışından itibaren bizim parkurun son çıkışına geçtik, yaklaşık 4,5 km tırmanıştan sonra papatyalar arasından Selçuk inişine geçtik. Baharın müjdecisi papatyalar arasından koşmak enfesti, son 1,5 km kala Selçuk merkeze indik. Bundan sonra ilçe merkezinde koşmaya başladık, süpriz olarak konmuş 2 adet köprü altı geçişi vardı hatta ilkinde çömelerek geçtik. En son Selçuk kalesi kenarından geçerek Selçuk tren istasyonu yanındaki Corpuza Cafe önündeki finish çizgisini geçerek yarışı bitirdim. Toplam sürem 8 saat 23 dakika oldu, hedefim 7,5 saat idi ama artık rüzgar ve yürüyüş kısmını biraz uzun tutmam sonucu hedef süreme ulaşamadım. 


Parkurunda tarihi ve turistik mekanların olduğu, çok zorlayıcı etapları olmayan ve severek koştuğum bir yarıştı.
Bu yarışta kullandığım teknik malzemeler:

Ayakkabı: Salomon Speed Cross 5
Yağmurluk: Raidlight
Baton: Black Daimond
Çanta: Ultimade Direction


Saturday, July 10, 2021

 

ULUDAĞ PREMIUM ULTRA SKY TRAIL

66 KM 


Bir önceki Dağyenice yarışından da hatırlayacağınız gibi hem arazi yarışı sezonumu açmış hemde Uludağ Ultra Trail için iyi hazırlık antremanı olacağını yazmıştım. Ve nihayet iki senedir beklediğimiz Uludağ Ultra Trail yarışının günü geldi.  2 Temmuz cuma sabahı Pendik deniz otobüsü ile yola çıktık. Aydos 537 takımımızdan Alp Aslan ile buluştum, kendisi 30 km parkurunda yarışacak, Ayrıca takımımızdan Gülnur Başer'de 30 k parkurundayarışacaktı. Gidiş yolcuğu sık vasıta değiştirdiğimiz için biraz uzun sürdü, Önce deniz otobüsü ile Yalova, sonra oradan Bursa' ya otobüs ile yolculuk, Bursa otogardan teleferiğe bineceğimiz Teleferik semti için şehir içi otobüsü (94 nolu) ve en son da Telefrik ile nihayet yarışın başlayacğı Uludağ 2. Oteller bölgesine vardık. Bu seyahatler içinde en zevklisi teleferik oldu, bu arada teleferik  biz yarışçılar için ücretsizdi.





Cuma günü otele vardığımızda ilk işimiz kitlerimiz almak oldu. Yüksek irtifaya alışabilmek için kısa bir yürüyüş-tırmanış yapmayı ihmal etmedik. Hafif geçen akşam yemeği sonrası dinlenmeye geçtim, yarın zor bir yarış beni beklemekteydi. Yarışın stresi midir bilmiyorum gece ne yazık ki ancak 1-2 saat uyuyabildim. 
Cumartesi sabahı 04.30'da uyandım, kahvaltıya saat 05.00' de geçtim. Kahvaltıyı gayet sade yapmaya çalıştım, peynir çeşitleri, zeytin, tereyağ ve haşlanmış yumurta. Saat 05.50'de yarış startında hazırdım ve beklemeye başladık. Tam saat 06.00'da yarışa başladık. Yarışın ilk 2-3 km'sinde ki çıkış sonrası 3. istasyon olan Cumalıkızık'a kadar genelde iniş şeklindeydi. İlk istasyon olan Kirazlıyayla'ya kadar orman içerisinde inmeye devam ettik. Sadece su takviyesinin yapıldığı bu istasyonda suluklarımı takviye edip hemen devam ettim. Bu arada iki suluğumdan birine sadece su, diğerine ise elektrolit, katbonitrat ve kafein içeren elektroliti su ile karıştırdım. Bu sayede elektrolit dengemi yarış boyunca korumayı sağladım.


 

İkinci istasyon olan Zeyniler'e kadar iniş devam etti, yalnız istasyonun hemen öncesinde Zeyniler köyüne inişi çok dik ve teknikti ne kadar dikkat ettimse de düştüm, neyseki bir kaç morarma dışında ciddi bir sorun olmadı , ama burada bayağı yarışmacı düştü. Zeyniler istasyonunda sularımı ikmal ettim, ayrıca muz, ve maden suyu içtim. İstasyondan ayrıldıktan kısa bir süre sonra 66 k ile 30 k koşucularının ayrım noktasına ulaştık, bu noktadan itibaren 30 k'cılar tırmanışa başlıyorlardı. Bizim parkurun inişi daha bitmeyecekti, Zeyniler sonrası girdiğimiz kanyon çıkışındaki sert çıkışı saymazsak, bir sonraki istasyon olan Cumalıkazık'a kadar az da olsa iniş devam edecekti. Parkurun nerdeyse tam yarısında olan  Cumalıkızık istasyonuna vardım. Suluklarımı doldurduktan sonra muz, maden suyunu su ile karıştırarak içtim, bunu bütün istasyonlarda yaptım. Cumalıkızık köyü içindeki turdan sonra devam ettim, koşarak çıkışlarda ise baton yardımı ile hızlı yürüyüş taktiğini uyguladım. Cumalıkızık sonrası çıkışlar olsa da hele ki bir mesire yeri içindeki sert çıkışta olsa esas tırmanış bir sonraki istasyon olan Saitabat'tan sonra başlacaktı. Zaten herkes esas yarışın buradan itibaren başlayacğını söylüyorlardı, gerçekten de öyle oldu.





Saitabat isasyonuna saat 1200 civari vardım. Bu istasyonda zorunlu malzeme kontrolü vardı, ben ordayken bir yarışcı acil durum battaniyesi olmadığı için devam etmesine izin verilmedi. Devamlı tırmanış olduğu için bu istasyonda iyi besin takviyesi yapılmalıydı ki bende öyle yaptım. Bu istasyonda sıcak yemekde bulunmaktaydı. Ben sıcak çorba, makarna, su maden suyu karışımı ve tuzlu bisküvi ile karnımı iyice doyurdum. Hazır olunca istasyondan ayrıldım. İstasyondan itibaren zirvedeki Uludağ Çarşak istAsyonuna kadar devamlı tırmanış vardı. Bu parkurda bence baton olmazsa olmazlardan, batonsuz koşucuların burada ciddi zorlandıklarına şahit oldum. Tırmanış zirveye kadar çok dik olmayacak şekilde önce asfalt hemen sonra toprak yoldan devam etti. Bu tırmanışta baton çok yardımcı oldu, tabi ki doğru şekilde kullanmak kaydıyla, tırmanış esnasında su ve besin takviyesi almayı ihmal etmeyin. Uzun tırmanış sonrası zirveye yaklaştıkça orman sınırına ulaştık artık kısa bitkiler yer yer buzullar belirmeye başladı, hafiften başlayan yağmur sertleşti. Bundan sonra yarışın en zor kısmı başlamıştı. Yanımdaki Raidlight yağmurluğu hemen giydim, yanımda ayrıca uzun kollu içlik ve yağmurluk pantolonu vardı, onları giymedim ama ne kadar hata yaptığımı sonra anlayacaktım. 
Sonunda yağmur altında zirveye yakın son istasyon olan Uludağ Çarşak'a ulaştım. Bu arada rüzgar şiddetlenmeye başladı, hava çok soğudu, bu istasyonda kısa bir beslenme sonrası hemen devam ettim. Bu istasyondan sonra zirveye kadar biraz daha tırmanış vardı sonra oteller bölgesine inişe geçilecekti ve önümüzde 12 km kalmıştı. Fakat istasyon çıkışı ile yoğun sis, şiddetli rüzgar ve yağmur karşıladı bizi ve hem benim için hem de bir çok koşucu için yarışın en zor kısmı başladı. Biraz ilerledikten sonra istasyondan aralıklarla çıkış yapan ben dahil dört kişi birlikte ilerlemeye başladık. Saatinde rota yüklü sadece bendim, yoğun yağmur ve sisten dolayı işaretleri bulmak çok zordu. İşaretler yere çakılmış çubuklardaydı ayrıca bazı taşlara işaret konmuştu ama görüş neredeyse sıfıra yakındı, saatimdeki rotaya göre grubu yöndiriyordum. Zorda olsa işaretleri bulup devam ediyorduk, hızlı hareket etmek zorundaydık yavaşlamak hipotermiyi getirecekti. Mümkün olduğunca koşmaya çalışıyorduk, koşuyordum ama yine de üşüme başlamıştı, belli bir zaman sonra çenem titremeye başlamıştı. Gruptan ayrılmak ve yavaşlamak kesinlikle hipotermiye ile sonuçlanırdı. Birbirimizi birakmayarak koşarak devam ediyorduk ama gruptaki herkes üşüyordu. Çantamdaki uzun kollu içliği ve yağmur pantolonunu giymediğime pişman olmuştum. Birde yağmurluğum iyidi 10.000 likti ama yine de yetmedi 20.000'lik yağmurluk gerekiyordu böyle bir durumda. 5-6 km sonra arama kurtarmadan iki arkadaşla karşılaştık, yarışcılara yol gösteriyorlardı, onların yönlendirmesi ile buzul geçişleri yaparak taşlık patikadan hafif inişe geçtik ama fırtına, sis ve yağmur şiddetini hiç azalmadan devam ediyordu. Böyle bir durumla 2017 yılında İznik 140 k'da Derbent sonrasında yaşamıştım ama buradaki şimdiye kadar karşılaştığım en şiddetli havaydı. 3-4 km sonra cp olmasa da son bir kontrol noktasına ulaştık ve ufakta olsa bir çadır vardı. Hemen çadıra girip zorlukla ve titreyerek çantamdaki uzun kollu giysiyi ve yağmurluk pantolonu mu giydim, diğer arkadaşlarda takviyelerini yaptılar. Hemen devam ettik neyseki kısa bir süre sonra keskin bir inişe başladık, yağmur ve sis durdu,hava açtı ve oteller bölgesi gözükmeye başladı. Isınmaya başladım, son 2 km yürü ve koşarak oteller bölgesine inişe geçtim, son km'de kaldığımız otelin önündeki asfalt yoldan bitiş noktasına ulaştım. Özellikle son 10 km'de bitmeyecekmiş gibi gelen yarış sonunda bitmişti. Hedef olarak kendime 11 saati koymuştum ama zirvedeki soğuk, sis, ve şiddetli yağmurla mücadele sonucunda 12 saat 36 dakikada bitirmiş oldum.







Benim bu çıkardığım en önemli ders zorunlu malzemelerin ne kadar önemli olduğu, özellikle sky trail dediğimiz dağ ultralarında ilave giysi almanız şart, dağ koşulları çok hızlı değişiyor ve dağ affetmiyor. Benim için bu yarış çok tecrübe kazandırdı, gerçi her yarış bana değişik tecrübeler kazandırıyor ama bu yarıştan kazandığım tecrübeler doğrultusunda bir sonraki yarışım olan Aladağlar Sky Trail'e hazırlıklara devam edebilirim. Bir sonraki yarış raporunda görüşmek üzere....

Bu yarışta kullandığım teknik malzemeler:

Ayakkabı: Salomon Speed Cross 5
Yağmurluk: Raidlight
Baton: Black Daimond
Çanta: Ultimade Direction



ANCED 


Saturday, June 26, 2021

Bursa Dağyenice Ultra 59 Km



En son, "2019 Kapadokya 63 K"  koştuğumdan beri - pandemi nedeni ile ertelemelerden dolayı - kayıtlı olduğum bir çok arazi yarışına  katılamadım. Bu süre zarfında düzenli antrenmanlarımı sürdürdüm, maraton ve yarı maraton koştum. 22 Mayısta koşulması  planlanan Dağyenice yarışı da bu kısıtlamalardan payını  aldı ve 19 Hazirana ertelendi. Takımım Aydos537'den kayıtlı olup, bu plan değişikliğine ayak uyduramayan arkadaşlarım  yarışa katılamadılar, bense 2020 sonunda kayıt olduğum bu yarışa  yeni tarihte olarak katılma kararı verdim. Sokağa çıkma yasaklarından dolayı Aydos'ta yeteri kadar  arazi çalışması yapamadım, daha çok sahilde antrenman yapma fırsatım oldu. Yasaklar kalktıktan sonra mümkün olduğunca Aydos'a gitmeye çalıştım.  

18 haziran cuma günü ailecek Bursa'ya vardık. Yarış dışındaki zamanlarda Bursa şehir merkezini, tarihi turistik mekanlarıda gezme fırsatımız oldu. Aynı gün yarış kitlerini alıp, son hazırlıklarımı tamamladım. Cumartesi sabahı erken kalkıp iyi bir kahvaltı yaptım. Bu arada belirtmek isterim ki  yemek konusunda iki büyük hata yaptım. Birinci hatam, yarış öncesi gün Bursa'nın meşhur bol yağlı iskenderini yemek,  ikincisi, yarış sabahı kahvaltıda tereyağlı kruvasan yemekti. ilki gece midemi rahatsız ederken, ikincisi de yarışın ilk km' lerinde rahatsızlık verdi. Yarış cumartesi sabahı Dağyenice Göleti kenarından başladı. Dropbag çantamı bıraktıktan sonra yarış tam saatinde başladı. Benim katıldığım 59 Km yarışı saat 0630 da başladı, ardından diğer yarışlarda yani 32k, 16k ve 6k sırayla başlangıç yaptılar. Yarış alanına konakladığım otelden  taksi ile geldim. Umarım gelecek sene yarış organizasyonu,  ücretli de olsa yarışçılar için gölete  otobüs servisi organize ederler, özellikle dönüş için şehirden uzak bu alanda taksi bulmak hayli zor, bende dönüşü yarışı bitirmiş bir koşucu arkadaşın arabası ile döndüm. 


Bizim parkurda toplam 4 adet ara istasyonu vardı, ilk istasyon olan Çamlık 13.km' deydi. Parkur, bol inişli çıkışlı ama yeşillik açısından çok zengindi. İlk istasyon ile ikinci istasyon olan Misi köyü arasında ayrıca su istasyonu bulunmakta idi. Misi köyü , özellikle belirteyim,  tarihi evleri ile geçmişi yansıtan özel köylerden biriydi. Misi köyü öncesi bir ara susuz kaldım ama neyse ki parkurda bolca çeşme vardı, bir tanesinde sularımı doldurdum, bu parkur çeşmesi açısından en bol yarışlardan biri bence.  Koşu boyunca dikkatli beslenerek enerjimi korumayı sağladım, istasyonlardan muz ve tahin pekmez tüpü aldım, ayrıca her istasyonda karışık maden suyu içtim. İstasyonlar arasında ise ara ara  tahin pekmez  yedim. Yanıma aldığım tek GU jelini 2. istasyon öncesi tükettim. Yanıma aldığım barlardan yalnızca bir tanesini yiyebildim. İstasyonlardaki gıda ve su servisi gayet başarılı idi.




Mümkün olduğunca düzlük ve inişlerde koşu, çıkışlarda hızlı yürüyüş yöntemini kullandım. Baton gerekmeyen bu yarış için seçtiğim  Salomon Speedcross 5 koşu ayakkabıları iyi bir tercihti. Hava, son 8 km'ye kadar kapalı idi. Yağmur beklentisi vardı ama yağmur yağmadı. Bu açıdan hava şartları idealdi yalnızca öğlene doğru nem artmaya başladı. Son km'lerde güneş biraz rahatsız etti ama sona yaklaştığımız için sorun teşkil etmedi. Bu arada, 3. istasyon olan  Kadriye öncesi, sakatlığı dolayısı ile yarışa katılamayan  koşucu bir arkadaş karpuzdan oluşan bir nevi ara istasyon hazırlamıştı. Bu sürpriz bana çok iyi geldi. Kadriye istasyonu sonrası yine bol iniş çıkışlı güzergahta koşmaya devam ettik. Son istasyon olan Atlas istasyonuna geldiğimizde artık sadece 5 km kalmıştı. Atlas köyünde kurulmuş olan istasyonda sadece su ve maden suyu içtim ve vakit kaybetmeden devam ettim. Güneşin çıkması ve yine iniş çıkışlar yüzünden son 5 km bitmek bilmedi. Son km'ye girdiğimde karşımda Dağyenice Göleti gözükmeye başladı. Göletin hemen kıyısına konulmuş olan yarış tagından geçerek yarısı 8 saat 32 dakikada tamamladım.

2019 Ekim'den beri ara verdiğimiz arazi yarışı sezonu bu yarış ile açmış olduk. Benim açıdan yıpranmadan, kontrollü bir yarış oldu. Ayrıca bu yaz katılacağım arazi yarışları için esaslı bir antremandı. Bu seride sıradaki ilk yarışım 3 Temmuz' da Uludağ Ultra' da 66 km parkuru olacak. Bir sonraki yarış raporunda görüşmek üzere, sporla kalın.










Thursday, April 11, 2019


İZMİR EFES ULTRA YARIŞI
16.Mart.2019                                                                                 

     
31.Ağustos.2018 tarihinde katıldığım UTMB_CCC yarışından sonra ciddi bir ultra arazi yarışına katılmamıştım. İzmir Efes Ultra ’ya kadar 27.Ekim.2018 tarihinde Salomon Kapadokya 37k ile 22.Aralık.2018 tarihinde Uzun Etap’ın organize ettiği En Uzun Gece 45k arazi yarışlarına katıldım ayrıca İstanbul Maratonunda koştum. Benim için 2019 yılında en zorlu ultralardan biri olacak İznik 160 km’ye hem hazırlık olması hem de yeni bir yarışı katılmak için Limitsensin’in organize ettiği Efes Ultranın 55 km’lik en uzun kısmına kayıt oldum.
Yarıştan bir önce 15.Mart.2019 Cuma günü Selçuk ilçesine geldim. Aydos537 koşu grubundan arkadaşım Alpay Dede ile beraber Selçuk Öğretmenevinde kalacaktık. Grubumuzun diğer üyesi olan Nurkan Kurt ile sabah yarış start alanında buluşacaktık. Cuma günü Selçuk’a erken geldiğim için ilçenin önemli tarihi ve turistik yerlerine gitme imkânım oldu; tarihi Roma dönemine kadar uzanan Selçuk (Ayasuluk) kalesini, yine kalenin hemen önünde yer alan Erken Hristiyan döneminin önemli dini merkezlerinden olan Aziz Yuhanna kilisesini ayrıca tarihi İsa Bey camiini ziyaret ettim.

Alpay geldikten sonra Bilgilendirme Toplantısı ve Makarna Partisi için Pamucak sahildeki organizasyon oteli olan Richmond Efes Oteline gittik. Bilgilendirme toplantısı gayet başarılı idi, ayrıca makarna partisi yeterli ve doyurucu idi. Toplantı sonrası vakit kaybetmeden kaldığımız öğretmen evine döndük, zira ertesi gün erkenden kalkacaktık. 16 Mart Cumartesi sabahı saat 05.00 da kalktık, kahvaltı ve malzemelerimizi son kez kontrol ettikten sonra yarış başlangıcı olan Efes Antik Kenti alt kapısına gittik. Yarış başlangıcında arkadaşlarımız Nurkan Kurt ve Mustafa Çelik ile karşılaştık. Mustafa dizindeki sakatlık dolayısı ile yarışa katılamadı, kendisine çok teşekkür ediyorum hem yarış başlangıcında hem de Şirince istasyonunda bize çok yardımcı oldu. Yarış öncesi ısınma hareketlerimizi tarihi Celcius Kütüphanesinde Özgür hocanın eşliğinde yaptık. Isınma ve fotoğraf çekimi sonrası kütüphane önünden, asıl başlama alanına temsili koşumuzu yaptık.


Efes antik kenti alt kapısından saat 07.30 da çıkış aldık. İlk 3-4 km asfalttan gittikten sonra patikaya giriş yaptık. İlk istasyon olan Meryemana’ya kadar bazen patikadan bazen asfalttan çıkışa başladık. Bu arada koşunun tek dik bir çıkışı da vardı. Meryemana istasyonunda duraksamadan devam ettim. Meryem Ana’dan 2-3 km sonra inişe geçtik. Güzel bir parkurda devam ettik, 20.km deki Çamlık istasyonuna vardık, sularımı tazeleyip hemen devam ettim. 35.km deki Şirince istasyonuna kadar hafif çıkışlarla güzel bir parkurda devam ettik. Hava yarış boyunca çok güzeldi, son 7-8 km ye kadar bahar havasında devam ettik. Son 7-8 km’de öğlene doğru hava sıcaklığı arttı.
Turistik bir kasaba olan Şirince’ye vardım. Sularımı yeniledim, çorba ve tuzlu ayran içerek enerji yenilemesi yaptım. Mustafa Çelik desteği sayesinde istasyonda çok fazla vakit kaybetmedim. Şirince’den sonra 20 km kalmıştı, yarışma patikadan devam ederek Selçuk içinden geçerek Pamucak sahilde sona erecekti. Papatyalar içinden geçerek Selçuk kalesinin yanından Selçuk ilçesine giriş yaptık. Dutlu Yol istasyonu, Selçuk ilçesi içinde idi. Bu istasyondan sonra tekrar Efes Antik kenti dış kapının yanından geçerek deniz kıyısına yöneldik. Bu son kısımda sıcaklığın artması koşu hızımın düşmesine neden oldu. Büyük oranda düz patikadan geçerek son istasyon olan Ana Asfalt’a vardık. Burası yol geçişiydi ve sadece su vardı. Sıcaklığın etkisini azaltabilmek için aldığım suyu başımdan aşağıya döktüm, bu biraz beni kendime getirdi. Sonunda Pamucak sahile vardık, son 2 km sahilde deniz kumu üzerinde devam etti. Bence yarışın en zevkli kısımlarından biriydi. Bu kısımda mümkün olduğunca ıslak kumlar üzerinden koştum. Sonunda Ricmond Efes hoteli tam öünündeki sahil kısmında kurulmuş olan bitiş çizgisini geçtim.
Çok güzel bir parkurda geçen yarışta istasyonlar genelde iyiydi, yalnızca Şirince istasyonu yol kenarında kurulmuş olduğundan kapalı alanı yeterli değildi, o yüzden koşucular yol kenarlarında işlerini gördüler. Benim için hem İznik Ultra 160k için hazırlık koşusu olan hem de severek koştuğum Efes Ultra yarışına önümüzdeki sene de katılmayı arzu etmekteyim.


Kullandığım malzemeler:

Ayakkabı: Dynafit Alpine Pro

Çanta: Ultimade Direction Signature Seires